Kanal Tedavisi Nedir? – İzmir Kanal Tedavisi

izmir kanal tedavisi

Ağız ve dişlerin sağlıklı olması, tüm vücudun sağlıklı olması için gerekenlerin başında gelir. Ağız, vücut florasının en zengin alanlarından biri ve vücudun ilk giriş kapısıdır. Ayrıca kişide özgüven kaygısı yaratan durumlar arasında ağız kokusu ve dişte oluşan patolojiler yer alır. Diş tedavi modelleri bu nedenle çok geniş bir skaladadır. Dişte enfeksiyon ve içten çürümeler için yapılan kanal tedavisi de diş hekimliği müdahaleleri içinde en sık yapılan uygulamalardandır. Kanal tedavisindeki amaç, dişin pulpa denilen iç kısmının fonksiyon görememesi durumunda bu alanın boşaltılarak yerini biyolojik dolgu malzemeleri ile doldurmaktır. Bu sayede diş enfeksiyondan ve güçsüzleşmiş tabakadan ayrılarak tekrar kullanılabilir yapı kazanır. Hem var olan diş için güçlendirme sağlamak hem de hastanın diş kaybının önüne geçmesi ile tercih edilen bir yöntemdir. Bir dişi kurtarmak hekimin ilk görevidir ve kişinin kendi dişinin yerini yapay dişi tutamaz. Bu nedenle kanal tedavisi uygulanabilir olduğunda hastalar için de en iyi seçenektir. Tedavi için araştırma yapan hastalar, uygulamanın nasıl olduğunu öğrendikten sonra “kanal tedavisi acıtır mı?” gibi sorularla tedaviye hazırlanmak isterler. Bu yazıda merak edenler için kanal tedavisi hakkında detaylı bilgi hazırladık.

Kanal Tedavisi Nedir?

İzmir Endodonti, dişin en iç yapısı olan pulpa ile ilgili tedaviler konusunda uzmanlaşmış bir diş hekimliği dalıdır. Kanal tedavisinde de amaç pulpada meydana gelen bozulmaları gidermek, enfeksiyonları temizleyip dişi onarmak ve kişinin kendi dişini kullanmasını sağlamak olduğundan, dolgu konusunda işinin uzmanı diş hekimleri bu alanda hizmet verir. Bu işlemi anlamak için dişlerin yapısını bilmek işe yarayabilir. Her diş yapısal olarak aynı içeriğe sahiptir. Vücudun en sert tabakası olan mine tabakası en dışta, altında dentin tabakası ve en içte dişin beslenme ve iletim özelliklerini sağlayan pulpa tabakası bulunur. Pulpada sinir uçları ve kan damarları bolca bulunur. Bu tabaka dişin beslenmesini sağlar. Dişte meydana gelen içten çürüme olayı bu tabakaya zarar verir ve dişin hem iletim sistemini hem beslenmesini bozar. Dişin içinde, yani pulpada meydana gelen enfeksiyon kaynaklı çürümeler temizlendikten sonra yapılan dolgu ile hasta kendi dişini kullanabilir.

Hangi Durumlarda Kanal Tedavisi Uygulanması Gerekir?

Diş çürükleri hastalar için hem psikolojik hem de fiziksel açıdan kısıtlayıcı olabilir. Çürüme nedeniyle ağız içinde sayıca artan zararlı bakteriler kötü bir görüntü oluştururken ağız kokularını da beraberinde getirir. Ayrıca çürüme nedeniyle kişi kalabalık alanlarda bulunmaktan hoşlanmayabilir, ağız kokusu nedeniyle sosyal ortamdan uzaklaşabilir. Özellikle endodonti tedavisi gerektiren durumlarda, derin diş çürükleri sadece diş çürümesine ve var olan çürük dişe zarar vermekle kalmaz, çene kemiğine ve diğer sağlıklı dişlere de enfeksiyon yayılmasına neden olabilir. Bu durumlar ile birlikte kişide belli şikayetler oluşur. Genellikle bu şikayetler şunladır:

  • Dişte çatlama
  • Diş etinde kızarmalar ve yaralar
  • Çeneye vuran ciddi ağrı
  • Travmaya bağlı diş kırılmaları
  • İçten oluşan diş çürümeleri

Kanal Tedavisi Nasıl Yapılır?

Uzman bir endodontist tarafında yapılan muayene sonrası planlanan tedavi uygulanmadan önce, hastalar “kanal tedavisi nasıl yapılır?” sorusunu sorarak merak ettiklerini öğrenmek isterler. Çünkü derin çürüklerde dişin temizlenmesi ve dolgu işlemi anestezi altında yapılır. Muayeneden sonra tedaviye karar verilince uygulama alanına lokal anestezi için enjeksiyon yapılır. Bölgede his kaybı olması beklenir. İşlem sırasında dişin temizlenmiş olması hekimin işini kolaylaştıracaktır. Sivri bir alet olan diş eğesi yardımıyla dişin köküne inilerek derin çürük kalıntıları temizlenir. Bölge tamamen enfeksiyon ve ölü dokudan arındırılır. Dişin iç kısmı temizlenip boşaltılmış olacağından yalıtkan dolgu malzemesi ile dişin kök kısmı mühürlenir. Eğer dişte kırılma, çatlama bulunuyorsa veya ilerleyen zamanlarda çatlama olma ihtimali varsa porselen kaplama ile diş desteklenir. Tedaviye ihtiyaç duyan hastalar için İzmir kanal tedavisi alanında uzman diş hekimlerinin olduğu şehirlerden biridir.

Kanal Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Kanal tedavisi dişin durumuna göre ve diş hekiminin tedavi planına göre değişen bir uygulamadır. Genellikle dişte ciddi boyutta enfeksiyon veya kist durumu yoksa tek seferde kanal tedavisi tamamlanır. Eğer dişteki enfeksiyon dişin kök kısmına varan boyutlarda olup ciddi seviyelere ilerlemişse ilk seansta diş tamamen temizlenir ve 2. seansta işlem tamamlanır. Her seans yaklaşık olarak 40-50 dakika sürer.

Kanal Tedavisi Acıtır mı?

Kanal tedavisi lokal anestezi altında yapılır. Yani tüm çene değil, dişin olduğu yere uyuşturucu enjeksiyon verilir. Bu nedenle işlem sırasında ağrı ve acı olma ihtimali yoktur, sadece çenede baskı ve çekme gibi hisler olabilir. Kanal tedavisi sonrası ağrı oluşma ihtimaline karşı hekimin tavsiyelerine ve verdiği reçeteye uyulması önerilir.

Başarısız Kanal Tedavisi Belirtileri

Tıpta her tedavi sonucunda %100 başarı olmadığı, bazen komplikasyonlar olduğu durumlar olabilir. Başarısız kanal tedavisi belirtileri de kendini bir süre sonra gösterir. Genelde şu durumlarda bazı komplikasyonlar olduğu düşünülür:

  • Diş etinde renk değişmesi
  • Dişte ağrı ve hassasiyet
  • Diş kökünde ağrı
  • Dişin kök kısmında temizlenememiş enfeksiyon nedeniyle çürükte büyüme

Yukarıdaki belirtiler durumunda uzman diş hekimine başvurmalı ve gerekli tedavi prosedürleri uygulanmalıdır.

Kanal Tedavisi Sonrası Ağrı

Hasta tedavi sonunda hızlı ve ağrısız bir iyileşme süreci için diş hekiminin tavsiyelerini dikkatle dinlemeli, gerekenleri yapmalıdır. Uygulama sonrası ağız temizliği aynı şekilde devam etmelidir. İşlem sonrasındaki 2 saat içinde herhangi bir şey tüketilmemelidir. 1-2 gün işlem bölgesinde hassasiyet olabilir. Bu durumda hafif ağrı ve baskı hissi için diş hekimi ağrı kesici verebilir. Hekim gözetiminde ağrı kesiciler kullanılabilir.

Kanal Tedavisi Fiyatları

Kanal tedavisi, tedavinin gerektiği diş yapısına, çürümenin boyutuna, hastanın öyküsüne göre değişebilir. Bu nedenle her hasta için seans uzunluğu ve işlem ücreti değişebilir. İzmir kanal tedavisi fiyatları seçenekleri diş hekiminin muayenesi sonrasında gerekenlere göre belirlenir ve uygun tedavi planlanır.

 

20’Lik Diş Ameliyatı

20lik diş

Yirmi yaş dişleri ağızda en son çıkan ve çiğnemeye yardımcı azı dişlerindendir. 20’lik dişlerin yapısı, çıkma süresi ve çıktığı yaş kişiden kişiye değişebilir. Çoğu zaman çene yapısına uygun çıkmaması ve yeterince temizlenemediği için çürüme ve apse gibi nedenlerle kişinin konforuna engel olabilir. Bu durumda da diş hekimi doğru bir tedavi ya da 20’lik diş çekimi önerebilir.

20’lik Diş Nedir?

Çenenin en arkasında ve en son çıkan azı dişlerine 20’lik diş denir. Dişlerin gelişimi için yeterli çene genişliğine ulaşıldığında 20’lik dişler tam olarak çıkabilir. Bu durum 20 yaştan yıllar sonrasını da bulabilir. Yani 20’lik dişlerin sadece 20 yaşında belirip çıktığını söylemek doğru olmaz. Sağ ve solda çenede yer alan bu dişler toplamda 4 tanedir. Arkada yer aldıkları için diş fırçalarken bu dişlere kadar detaylı temizlik yapmak ya da diş ipi kullanmak zordur. Bu nedenle genelde doğru yapıda çene kemiğinde yerleşim gösteremediği için 20’lik dişlerin çekilmesi gerekir. Böyle hastalarda gömülü 20’lik diş ağrısı görülebilir. Bu durumda hastalar dişlerini emanet edecekleri uzman bir diş hekimi arayışına girerler. İzmir 20’lik diş çekimi konusunda alanında uzman diş hekimleri olasıyla en çok talep gören şehirlerdendir.

20’lik Diş Ne Zaman Çıkar?

18-30 yaş aralığında çene arkasında çıkan ya da çıkmaya başlayan 20’lik dişler çiğnemeye yardımcıdır. Bu yaş aralığında çıksa da dişlerin çenede belirginleşmeye başlaması 11 yaşa kadar düşebilir. Kimi zaman yaşlılık döneminde de çıkmaya başlayan 20’lik dişlerin sağlıklı çıkıp çıkmaması ya da hangi yaşta çenede belireceği, hastanın kemik gelişimine bağlıdır. Her hasta için “20’lik diş kaç yaşında çıkar?” sorusuna verilecek net bir cevap yoktur. 20’lik dişler bazı hastalarda gelişimi hızlı ve sağlıklı şekilde olurken, bazı hastalarda 20 yaşından yıllar sonra bile çenede belirmeyebilir. Gelişimi doğru şekilde gerçekleşmeyen dişler çenede ciddi ağrılar yaşatabilir. Hastalar bu durumda da sağlıklı büyümeyen dişler için “20’lik diş ağrısı ne kadar sürer?” sorusunu sorarak ağrılarına çözüm arayabilirler.

20’lik Diş Belirtileri Nelerdir?

Her 2 çenede sağ ve solda arkada yer alan 20 yaş dişleri bulunduğu yer nedeniyle yutak bölgesine ve lenf bezlerine çok yakındır. Her diş herhangi bir patolojide kişiye zorluk çıkarabilir. Ancak azı dişleri büyük bir köke sahip olmaları nedeniyle de bu ağrı eşiğini kolayca aşabilir. Sağlıklı olarak çenede gelişimini yapamayan 20 yaş dişleri bazı belirtiler verir. 20’lik diş belirtileri hastalarda en çok şu şikayetlerle ortaya çıkar:

  • Çene kemiğinde ağrı ve şişme
  • Lenf bezlerinde ağrı ve şişme
  • Diş etinde renk değişikliği ve ağrı
  • Ağız kokusu
  • Kulağa vuran ağrı
  • Çiğneme sırasında ağrı
  • Dişin belirdiği yerde apse

Gömülü 20’lik Diş Nasıl Anlaşılır?

20’lik dişlerin çekilmesi gereği için birden fazla problem sayılabilir. Genelde çene kemiğine gömülü kalıp doğru şekilde çıkamadıklarında, çürüdüklerinde, bulunduğu yerde kist olması nedeniyle, apse oluşturduklarında, yanağa batma yaptıklarında çekilmesi önerilir. Hastalar dişin çekimine çekinceyle yaklaştıklarında “20’lik diş çekilmezse ne olur?” sorusunu sorarak endişelenebilirler. Ancak doğru tedavi için önce diş hekimi muayenesi ve bu durumun gerekliliği düşünülmelidir. Uzman bir diş hekimi 20’lik dişin sağlıklı şekilde gelişip gelişmediğini kolayca anlayabilir. Gömülü 20’lik diş tespiti için hekim öncelikle hastanın şikayetlerini dinler ve görüntüleme tetkikleri ister. Çünkü röntgen görüntüsünde gömülü 20’lik dişin belirgin şekilde diğer dişlere baskı yaparak gelişmeye çalıştığı görülür. Ayrıca herhangi bir kist oluşup oluşmadığı ve gereken işlemin aciliyeti de görüntülere bakılarak tespit edilir ve tedavi planlanır.

20’lik Diş Nasıl Çekilir?

Hastanın muayenesinden sonra doğru tedavi uzman hekim tarafından planlanır. Dişler kişiye rahatsızlık vermeye başladığında en erken yaşta çekilmesi önerilir. İlerleyen yaşlarda hem hücre yenilenmesi daha yavaş olduğu hem de kemik gelişimi tamamlandığı için işlem daha zor ve iyileşme süresi uzun olabilir. 20’lik dişler bazen doğru pozisyonda çıkabilir ama bu sırada çene kemiğinde yeterli genişlik yoksa ve diş çıkarken diğer dişlere baskı ve ağrı yaşatıyor, sağlıklı dişlerde sıkışmaya ve hassasiyete neden oluyorsa çekilmesi gerekir. Bu dişler normal diş çekimi prosedüründe yapılır. Bazı durumlarda 20’lik dişler yandaki dişe 90 derece açıyla çıkmaya çalışıyor ve diş çenede doğru pozisyonda değilse ameliyat şeklinde işlem yapılır. Diş etinde küçük bir kesi açılarak tek seferde ya da diş çıkarılmadan önce parçalanıp parçalar halinde çeneden çıkarılabilir. İşlem sırasında lokal anestezi uygulandığı için hasta sadece çekme ve baskı hissedebilir, ağrı olmaz. Bu şekilde yapılan 20’lik diş çekimi sonrası hasta, verilen tavsiyelere uyarak daha kolay bir iyileşme süreci geçirir.

20’lik Diş Çekimi Sonrası

Ameliyattan hemen sonra diş hekimi bölgeye gazlı bez uygulaması yapar ve bu bezi birkaç saat ağızda tutmanız gerekir. Ancak bezi değiştirip yerine başka bir bez ya da pamuk kesinlikle koyulmamalıdır. Çünkü hekimin yerleştirdiği gazlı bez sterildir ve yerine kanamayı durdurmak amacıyla koyulan ürünler enfeksiyon riski yaratabilir. Ameliyattan sonra birkaç saat süren sızıntılı kanama normaldir. Kanama, çiğneme ve yeme devam ettikçe 1-2 gün aralıkla sürebilir. Bu 2 günde bölgeye buz kompresi yapmak tavsiye edilendir. Yara iyileşene kadar sert yiyecekler yenmemeli, diş fırçalarken ameliyat alanına dikkat edilmelidir. Ameliyattan sonra diş temizliği aynı şekilde devam etmelidir.

Gömülü 20’lik Diş Çekimi Sonrası Ağrı Ne Kadar Sürer?

Hastalar ameliyattan sonra iyileşme sürecini hemen atlatmak isterler. Çünkü küçük bir cerrahi kesi olsa da 20’lik diş ameliyatları birkaç gün dinlenme gerektirir. “Gömülü 20’lik diş çekimi sonrası ağrı ne kadar sürer?” merakıyla hastalar bu iyileşme sürecini geçirebilirler. Hekimin tavsiyelerine uyarak birkaç gün daha özenle hareket etmek iyileşme süresini kısaltır. Çene hareket ettikçe bölgede ağrı oluşabilir. Kanamanın devam ettiği 1-3 günde hafif ağrı ihtimali için hekim ağrı kesici reçete edebilir.

20’lik Diş Çekilmezse Ne Olur?

20’lik dişin çekilmesi diş hekiminin muayenesi ve tavsiyesi ile planlanan bir süreçtir. Bu ameliyat gerekli görülmüşse çenede apse, diş etlerinde ağrı ve diğer dişlerde ağrı gibi problemler var demektir. 20’lik dişlerin çekilmemesi durumunda dişin olduğu alanda apse ilerleyerek enfeksiyon ya da kist riski oluşturabilir.

20’lik diş ameliyatı ile ilgili İzmir Bornova Diş Hekimi’nden randevu almak için tıklayın.

Diş Apsesi Nedir?

diş apnesi

Dişin iç kısmında ya da diş etlerinde oluşan, içi irin dolu keselere diş apsesi denir. Ağız ve diş bakımı, sağlıklı dişlere sahip olan ya da güncel bir rahatsızlığı olan her hastanın dikkat etmesi gereken durumlardan biridir. Ağız içindeki sağlıklı floranın olumsuz yönde değiştiği ya da tetikleyici herhangi bir başka sorunu olan hastalarda diş apsesi olma olasılığı vardır. Hastalar ağız içi bir şişlik, diş etlerinde hassasiyet ve ağız kokusu gibi en çok görülen belirtileri kendisinde görünce “diş apsesi nedir?” sorusunu sorup öncelikle araştırma yapmak isterler. Ancak apsenin durumu, gelişimi, lokalize olduğu alan göz önüne alınırsa her vaka değişkenlik gösterir. İlerlemiş vakalarda apsenin kalıcı zararlara yol açmaması ve diş kaybı olmadan tedavi planlanması ilk tercihtir.

Diş Apsesi Nedir?

Diş apsesinin en çok görülen nedenleri bazı bakteriler nedeniyle dişte ya da diş etinde oluşan enfeksiyonlardır. Normal şartlar altındaki sağlıklı bir ağız yapısında sindirime yardımcı pek çok bakteri bulunur. Vücudun sağlıklı işleyişine yardımcı bu bakteriler dışında bakterilerin varlığı dişte veya diş etinde enfeksiyon yaratıp dengeyi bozar. Enfeksiyon ise kendisini iltihaplanmış sıvı ve doku ile gösterir. Diş apsesi gelişirken hastaya hemen belirti vermeyebilir. “Diş apsesi neden olur?” sorusuna cevap verecek bilgisi olmayan hastalarda ise apsenin gelişimini destekleyen alışkanlıklar devam edebilir. Bu gibi durumlarda düzenli diş hekimi kontrolleri kurtarıcı olabilir.

Diş Apsesi Belirtileri Nelerdir?

Ağız içindeki apseler gelişim gösterirken her hastada farklı sinyaller verebilir. Genelde apseler ağrı ve hissedilir şişlik yarattığında hastalar diş hekimlerine başvurur. Bu belirtileri görüp “diş apsesi neden olur?” sorusu ile diş hekimine başvuran hastaların şikayetleri genellikle şöyledir:

  • Apse gelişen alanda geçmeyen ağrı
  • Ağız içinde şişlik
  • Büyük apseler nedeniyle boyun ve çene kısmında şişlik
  • Yemek yeme sırasında ağrı ve acı
  • Sıcak ve soğuk besinlere karşı ciddi hassasiyet
  • Diğer dişlere vuran ağrı ve baskı
  • İlerleyen diş apselerinde sespis kaynaklı ateş
  • Vücutta enfeksiyon belirtileri

Diş apsesi belirtileri görüldüğünde, özellikle ilerleyen vakalardaki apselerde enfeksiyon yapılan tetkiklere de yansır. Kan testinde görülen yüksek enfeksiyon değerleri ciddi bir  apse belirtisidir ve ivedilikle uzman bir diş hekimine başvurulması gerekir.

Diş Apsesi Neden Olur?

Diş apsesinin en sık görülen nedeni bakteriyel enfeksiyonlardır. Bakterinin apse yapacak kadar dişe ve diş etlerine zarar vermesini tetikleyen pek çok neden sayılabilir. Hastaların yaşam tarzları, hijyen anlayışları, beslenme alışkanlıkları en belirleyici etkenlerdendir. Özellikle iyi temizlenmeyen dişler, sigara kullanımı, aşırı ve sıklıkla şekerli besin tüketimi diş apsesi gelişimini olumsuz yönde destekler. Bunlara ek olarak otoimmün hastalıklar bakterilerle vücudun savaşma gücünü azaltacağından, bu hastalığa sahip bireylerde ağız ve diş sorunları yaratacak durumların oluşma olasılığı daha yüksektir.

Diş Apsesi Nasıl Geçer?

Hastalar diş apsesini fark ettikten sonra “diş apsesi kaç günde geçer?”, “diş apsesi için evde çözümler”, diş apsesi patlaması” gibi başlıkları internetten arayarak çözüm bulmak isteyebilirler. Ancak diş apsesi küçümsenecek ve uzman diş hekimine danışmadan çözülecek bir vaka değildir. Çünkü diş apselerine neden olan bakterilerle vücut savaşamadığı için apse oluşur. Apse patlasa bile bakterilerin varlığı devam eder. Bu nedenle hastanın durumuna göre basamak tedaviler uygulanır. En doğru tedavi için hastanın öyküsü ve apsenin durumu tecrübeli bir diş hekimi tarafından değerlendirilmeli, en uygun tedavi planlanmalıdır.

Diş etinde meydana gelen renk değişmeleri, hafif şişlik fark edildiğinde bazı önlemler ile apsenin büyümemesinin önüne geçilebilir. Bölgeye soğuk kompres ile şişme engellenebilir, ağız günde 2-3 defa tuzlu su ile çalkanabilir, antibiyotik etkisi olan sarımsak bölgeye uygulanabilir. Bunların yanı sıra ağız ve diş sağlığını korumak, herhangi bir patolojik durumun önüne geçmek için  ağız hijyeni ilk dikkat edilmesi gereken konudur. Bu sayede tedavi gerektiren durumlar oluşmadan ağız bakımı ile önlem alınabilir.

Diş Apsesi Kendiliğinden Geçer mi?

Diş apsesi tedavisinde antibiyotik seçeneği ilk seçenektir. Diş hekiminin reçete edeceği antibiyotik kullanımı ile diş apsesi 6-8 gün içinde kendiliğinden geçebilir. Ancak herhangi bir tedavi almadan, büyük boyuttaki apseler kendiliğinden geçmeyebilir. Bu durumda cerrahi tedavi seçenek olabilir. Ayrıca ilaç tedavisi uygulanmadan, kendiliğinden geçmesi beklenen apseler tekrarlama eğilimi gösterebilir. Bu nedenle hasta için en doğru tedavinin planlanması adına diş hekimi muayenesi çok önemlidir.

Diş Apsesi Patlarsa Ne Olur?

Diş apsesi bazı durumlarda, örneğin yemek yeme sırasında ya da travma ile patlayabilir. Apsenin bakteri yoğunluğu ilerleyen durumlarda daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Apse içi irin dolu olduğundan vücut bu atıkları uzaklaştırmakta yeterli olmayabilir. Bu durum da enfeksiyon tablosu olan sepsise neden olabilir. Hastalar “ diş apsesi ateş yapar mı?” sorusunu sıkça sorarlar. Bu sorunun cevabı enfeksiyon yayılması düşünüldüğünde “evet” olacaktır. Ciddi durumdaki diş apseleri ateş yapabilir ve patlaması halinde tekrarlama riski bulundurabilir.

Diş Apsesi Tedavisi

Diş apsesi tedavisinde ilk olarak hastaya antibiyotik verilerek bakterilerin vücuttan atılması hedeflenir. Diş apsesinin oluştuğu alanda çürükler ve irin temizlenir. Diş köküne ulaşmış enfeksiyonlarda kanal tedavisi de bir seçenektir. Bu tedavide dişin içindeki pulpa kısmı alınır ve enfeksiyondan arındırılma işlemi yapılır. Dişin iç kısmı boşaltıldığı için son olarak dolgu yapılarak diş kaybı yaşanmadan tedavi yapılır. Hasta tedavi edilen dişi süreksiz kullanabilir. Diş etine kadar ilerlemiş apseler için bölge enfeksiyondan temizlenip diş çekilebilir. Diş kaybı olduğundan daha sonra implant tedavisi planlanabilir.

Diş apsesi ilerlemeden önce önlem alınarak ağız içine yayılması ve apsenin büyümesi engellenebilir. Artan ağrı ve hassasiyet, uzman bir diş hekimine başvurmak için işarettir. Bu durumda muayene sonrasında uygun tedaviyi yapacak tecrübeli diş hekimini seçmek konusunda hastalar seçici olmalı, ihtiyaç duyulan tedaviyi almalıdırlar.

İzmir Bornava Diş Hekimi veya İzmir Bayraklı Diş Hekimi arayışı içerisindeyseniz buradan bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Diş Estetiği Nedir? Diş Estetiği Nasıl Yapılır?

diş estetiği

Bireyler gülümseme sırasına dişlerinin görünümünden rahatsız olabilir, içlerine kapanabilir ve toplum içerisinde kendilerini arka planda tutmaya çalışabilirler. Bu meslek hayatı ve sosyal yaşamda bireyin kendini özgüvensiz hissetmesine yol açabilir. Bu durumda diş estetiği uygulaması ile bireyler yeniden özgüvenli, sosyal yaşamda başarılı, mesleki hayatlarında ön plana çıkan kimseler haline gelebilir. Bu sayede hayat kaliteleri yükselebilir.

İzmir diş estetiği uygulaması genellikle zirkonyum kaplama ile yapılır. İmplanttan daha ekonomik ve doğal dişlere çok fazla zarar vermeyen bir seçenektir.

Diş Estetiği

Diş estetiği nedir; ilk olarak tüm diş tedavilerinde olduğu gibi uygulama öncesinde bireyin detaylı ağız içi muayenesi gerçekleştirilir ve detaya inmek adına panoramik röntgen tekniğinden yararlanılır. Kökler de dahil olmak üzere tüm dokuların sağlıklı olması çok önemlidir. Aksi halde var olan bir enfeksiyon veya diş çürüğü zamanla diğer dokulara yayılabilir ve estetik amaçlı yapılan kaplamaların yapısını da bozabilir.

Bu gibi olumsuz durumları önlemek adına bireyin öncelikle sağlıklı bir ağız yapısına sahip olabilmesi için gerekli problemler tespit edilir ve bunlar düzeltilir. Ardından zirkonyum kaplama tedavisine geçilir.

Bunun dışında bazen bireyin yaşadığı diş estetiğini bozan problem yalnızca renk değişimi olabilmektedir. Sararma, kahverengi lekeler gibi oluşumlar varsa ofis tipi veya ev tipi diş beyazlatma uygulaması ile parlak, bembeyaz bir gülüşe birey kavuşabilmektedir.

Eksik olan dişler varsa bunların yerine de dental implant tedavisi yapılabilir. Özetle; diş estetiği tedavileri bireyin ağız içi dokuları incelendikten sonra ihtiyacına göre planlanarak uygulanmaktadır.

Dijital Diş Estetiği

Günümüzde diş estetiğinin en popüler uygulama şekli dijital diş estetiğidir. Diş estetiği İzmir tedavisinde dijitalin tercih edilme nedeni işlem hakkında herhangi bir konunun birey açısından sürpriz olmamasını sağlamasıdır.

Birey tedaviye başlamadan önce, tedavi bitiminde nasıl bir gülümsemeye sahip olacağını görür. Bu aşamada eğer değiştirmek istediği durumlar varsa bunlara karar verebilir. Tamamen tüm diş şekilleri ve gülümsemenin görünümüne onay verdikten sonra uygulama aşamasına geçilir.

Diş estetiği nasıl yapılır? İlk olarak bireye ağrı hissi duymaması için lokal anestezi verilerek başlanır. Birkaç dakika bölgenin uyuşması için beklenir. Dijital diş estetiği uygulaması ile şekli ve boyutu belirlenen zirkonyum kaplamalar laboratuvar aşamalarını tamamlamış ve uygulamaya hazır halde seans öncesinde diş hekimine ulaşmıştır.

Dişlerin ön yüzeyi yarım milimetre gibi çok küçük boyutta törpülenir. Bu sayede doğal dişler diğer bazı diş tedavilerinde olduğu gibi zarar görmek zorunda değildir. Ardından doku dostu, medikal bir yapıştırıcı ile kaplamalar teker teker dişlere yapıştırılır. Üzerine birkaç dakika kadar LED ışık tutularak yapıştırıcının sertleşmesi sağlanır.

Bu şekilde işlem tamamlanmış olur ve bundan sonraki süreçte bireyin dikkat etmesi gereken durumlar hakkında doktoru tarafından kendisine bilgi verilir.

diş estetiği

Diş Estetiği Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Diş estetiği yaptırdıktan sonra dikkat edilmesi gereken noktalara gereken özeni göstermek iyileşme sürecini kısaltabilir, risk faktörlerinden korunmayı sağlar ve sürecin daha konforlu geçmesine olanak tanır. Bu durumlar:

  • Bireyin ilk birkaç hafta alkol tüketiminden uzak durması gerekmektedir. Alkol tüketimi kanın sulanmasına, ödemin artmasına ve kanama oluşması risklerini doğurabilir.
  • İlk 2 – 3 gün dokulardaki iyileşmeyi geciktirmesi sebebiyle sigara tüketilmemesi gereklidir.
  • Lokal anestezinin etkisi geçene kadar işlemden sonraki ilk 2 saat herhangi bir şey yenilip içilmemelidir. Bölge hissiz olduğu için ağız içi yaralanmalar oluşabilir.
  • İlk günler yanaklarda şişlik, dolgunluk hissi, hassasiyet, ağrı gibi durumlar olabilir. Bu belirtiler kendiliğinden yavaş yavaş geçer, endişelenmeye gerek yoktur.
  • Ağrı şikayetini kontrol altına almak adına diş hekimi tarafından bireye ağrı kesici ilaç reçete edilir. Bazı durumlarda antibiyotik kullanımı da önerilebilir. İlaçlar belirtilen dozda saati saatine dikkatli biçimde alınmalıdır. Bireyler normalde kullandıkları başka bir ağrı kesicileri varsa bunu kullanmadan önce mutlaka doktorlarına danışmalıdır. Bu süreçte bazı ağrı kesici ilaçların içeriği iyileşmeyi geciktirici etki gösterebilir.
  • Dokuların iyileşme sürecini desteklemek adına sağlıklı beslenmeye özen gösterilmeli ve bol bol su içilmelidir. Tuz tüketiminden, sodyum içeriği yüksek olan paketli gıdalardan uzak durulmalıdır. Uygulama bölgesindeki ödemin azalması için bu hususlar önemlidir.
  • Birey birkaç gün dinlenmeli, yoğun fiziki aktivite gerektiren işlerden kaçınmalıdır.

Bireyler bundan sonraki süreçte ağız bakımını ihmal etmemelidir. Günde 2 kere dişlerini fırçalamalı ve düzenli diş ipi, ağız bakım suyu kullanmaya özen göstermelidir. Bu sayede yapılan tedavinin kalıcılığı uzun yıllar boyunca korunabilir. Zirkonyum kaplamalar sararmaya karşı doğal dişlerden daha da dirençlidir. Bakımları dikkatli biçimde yapıldığında parlak beyaz görünümlerini uzun yıllar korurlar.

Diş Estetiği Fiyatları

Diş estetiği fiyatları yapılan işleme göre kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Örnek olarak bir bireye hem dental implant hem de diş beyazlatma (dental bleaching) tedavisi uygulanmış olabilir. Başka bir kimseye zirkonyum kaplama yapılmış olabilir. Bu gibi farklılıklar nedeniyle standart bir diş estetiği prosedürü olmadığı gibi standart fiyatlandırmadan da söz edilememektedir.

Diş estetiği fiyatları hakkında kendine özel bilgi almak isteyen bireyler diş hekimi muayenesine gitmelidir. Telefon gibi iletişim araçlarından verilen bilgiler de yine diş hekiminin bireyin hangi tedavilere ihtiyacı olduğuna karar verememesinden dolayı muayene sonrası verilen bilgi ile tutarlı olmayabilir. Ancak iletişim kanalları ile genel fiyatlar hakkında bilgi alınabilir.

 

 

Başarısız Kanal Tedavisi Nasıl Anlaşılır?

başarısız kanal tedavisi

Ağrı ve yoğun hassasiyet şikayeti olan bireylerde çözüm kanal tedavisi olabilir. Ancak tedavi her zaman başarılı olmayabilir. Bu durum dişin dallanan küçük sinirlerinden veya diş hekiminin yeterince özen göstermemiş olmasından kaynaklanabilir. Özellikle azı dişlerin sinirleri çok sayıda dallara ayrıldığından işlem sonrası yeniden ağrı şikayetinin oluşması daha olasıdır.

Peki, başarısız kanal tedavisi nasıl anlaşılır? Eğer tedavi öncesinde var olan şikayetler birkaç gün içinde veya birkaç hafta içinde yeniden başlamışsa veya seans bitiminden sonra lokal anestezinin etkisi geçtikçe şikayetler geri geliyorsa işlem başarısız olabilir.

Bunun dışında; besinleri koparırken ya da çiğnerken basınç hissi oluyorsa, dişe dokununca ağrı veya hassasiyet hissediliyorsa tedavi yüksek ihtimalle başarısız olmuştur.

Bu durumda kanal tedavisinin mutlaka yeniden uygulanması gerekir. Aksi halde bölge bakterilerin üremesi için uygun bir ortama sahip olduğundan diş kökünde çürüme ve enfeksiyon başlayabilir. Bu durum dikkate alınmazsa daha da ilerleyerek enfeksiyonun çevre dokulara, hatta kan yoluyla diğer organlara taşınması gibi daha ciddi riskler de doğabilir.

Kanal Tedavisi Nedir?

Kanal tedavisi nedir; çürüme veya enfeksiyon nedeniyle dişin onarılarak sağlıklı bölümünün kurtarılması amacıyla yapılan bir tedavi metodudur. Bu uygulama sayesinde henüz sağlıklı kalan bölüm kurtarılır, enfeksiyonun giderek kötüleşmesi engellenir.

Dolgu tedavisi ile desteklenerek sağlıklı olan dişten alınan bölümler tamamlanır. Bu sayede diş hala besin tüketimi işlevini yerine getirmeye devam eder. Ayrıca estetik açıdan tam ve düzgün görünür. Telaffuz sırasında problem ortaya çıkmamasını sağlar.

Eğer deneyimli bir hekim tarafından özenli bir biçimde yapılmışsa ve birey ağız sağlığına dikkat eder, bakımını eksiksiz biçimde yaparsa kanal tedavisi ömür boyu kalıcı olabilir.

Kanal Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kanal tedavisi İzmir uygulaması öncesinde enfeksiyonun yerini tam olarak tespit edebilmek adına ilk olarak panoramik röntgen çekimi yapılır. Bu sayede aynı zamanda enfeksiyonun kemik doku, yumuşak dokulara da yayılmış olup olmadığı kontrol edilmiş olur. Ardından lokal anestezi uygulanarak bölgenin hissizleşmesi sağlanır.

Bölgenin kuru olması ve rahat çalışılabilmesi için özel bir medikal silikon tabaka yerleştirilir.

Dişte enfekte olmuş bölümler özel aletler ile kazınarak alınır.

Diş boşluğunun içinde bulunan sinirlere (pulpa) girilerek sinirdeki enfekte olmuş dokular alınır. Bu sinirler yalnızca soğuğu ve sıcağı algılamaya yardımcı olmaktadır. Bu nedenle alınmaları beden sağlığına herhangi bir zarar vermez.

Su ile sodyum hipoklorit kullanılarak bölge iyice yıkanır. Tüm enfekte olmuş dokular temizlenince açıklık kapatılır. Bölge kapatılmadan önce bölgede basınç hissi olup olmadığı kontrol edilir. Bu sayede işlemin başarısının sağlaması yapılmış olur.

İyileşme süreci tamamlanana kadar bireye geçici dolgu yapılır. Bu sayede yeme içme eylemi daha rahat gerçekleştirilir. Birkaç gün sonra geçici dolgu çıkarılır, yerine kalıcı dolgu işlemi uygulanır.

Seans bitiminde diş hekimi tarafından bireye iyileşme sürecinde oluşabilecek komplikasyonlardan korunması ve süreci konforlu geçirebilmesi adına nelere dikkat etmesi gerektiği konusuna bilgiler verilmektedir. Bireyler herhangi bir problem olduğunu düşündüklerinde istedikleri zaman diş hekimleri ile iletişime geçebilirler.

kanal tedavisi

Kanal Tedavisi Sonrası Ağrı Olur mu?

Bir dişte başlayan ağrının kaynağı genellikle enfeksiyon ve çürüklerdir. Eğer kanal tedavisi sonrası ağrı iyileşme sürecinde ortaya çıkmışsa bu durum işlem bölgesindeki dokuların henüz kendini toparlamamış olmasından kaynaklanabilir. İyileşme süreci tamamlandıktan sonra ağrı şikayeti hala devam ediyorsa, bununla beraber dişe hafifçe bastırıldığında basınç hissi ve hassasiyet oluşuyorsa bu durum kanal tedavisinin tekrar uygulanması gerektiğine işaret ediyor olabilir.

İyileşme sürecinde oluşan ağrı için bireyin diş hekimi tarafından kendisine ağrı kesici ilaç reçete edilir. Eğer birey normalde kullandığı farklı bir ağrı kesiciyi bu dönemde tercih etmek istiyorsa bunu mutlaka doktoruna bildirmelidir. Tüm ağrı kesicilerin diş tedavilerinden sonra uygun olmadığı ve yanlış ilaç kullanımına bağlı olarak çeşitli komplikasyonların görülebileceği bilinmelidir.

Eğer kanal tedavisi sonrası ağrı, iyileşme sürecinden sonra ortaya çıktıysa vakit kaybetmeden birey doktoruna giderek muayene olmalıdır. Aksi halde enfekte bir dokunun bölgeden yeterince alınmamış olması nedeniyle enfeksiyon daha fazla alana yayılım yapabilir, dişteki madde kaybı miktarı da artabilir.

Kanal Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Kanal tedavisi ne kadar sürer, sorusunun yanıtı; tek bir diş için genellikle 30 dakika ile 1 saat şeklindedir. Yapılacak olan kanal tedavisi sayısına göre seans süresi ve gerekli olan seans sayısı değişebilir.

Her iki tarafta da problem olduğunda diş hekimi önce sağ veya sol tarafı tedavi edip iyileşme süresi tamamlandıktan sonra diğer tarafa geçebilir. Bu sayede yeme içme eyleminin sekteye uğramaması sağlanmış olur.

Bunun dışında eğer diş hekimi enfeksiyonu gidermek adına diş boşluğuna ilaç uygulamışsa açıklığı kapatmak için birkaç gün beklemek gerektiğini belirtebilir. Bölgenin enfeksiyondan korunması adına diş boşluğuna güta-perka adlı macun kıvamında bir malzeme yerleştirilir. Bu gibi ekstra durumlar da tedavi sürecini uzatabilir.

Kanal Tedavisi Fiyat

İzmir kanal tedavisi fiyatları diş sayısına göre belirlenir. Ayrıca dolgu tedavisi için de ek seanslar yapılması gerekmektedir. Bireyler kendilerine özel kanal tedavisi fiyat bilgisini öğrenmek ve tedavi süreci hakkında merak ettikleri soruların yanıtını almak adına kliniğimizi arayabilir. Gerekli iletişim bilgileri web sitemizde bulunan İletişim adlı sayfada yer almaktadır.

Florozis Nedir? Florosiz Nedenleri

Florozis Nedir? Florosiz Nedenleri 

Flor, vücut için gerekli olan bir element çeşididir. İçme suyunda, diş macunlarında ve bazı besinlerde bulunmaktadır. Ancak kişide gereken miktardan fazla flor bulunması halinde Florozis ismi verilen rahatsızlık meydana gelebilmektedir. Bu sebeple Florozis nedir? Sorusu merak edilebilmektedir.

Florozis Nedir

Çok ciddi bir rahatsızlık olmasa da estetik görünüm açısından problemlere yol açabilmektedir. Diş yüzeyinde meydana gelen şekil bozuklukları ve sararma gibi renk değişikleri ortaya çıkabilir. Ancak bu durum sadece dişin görünen ön kısmında oluşmaktadır. Dolayısıyla dişlerinin iyi görünmesini isteyen kişiler diş hekimine muayene olarak farklı tedavi yöntemleri uygulatabilmektedir. Ağız yapısı uzman doktor tarafından incelenmekte ve diş beyazlatma gibi uygulamalarla sorun çözülebilmektedir.

Florozis nedenleri oldukça fazladır. Ancak temel problem vücuda gerektiğinden fazla flor alınmasıdır. Flor esasen diş çürüklerinin önlenmesi için oldukça etkili bir elementtir. Ancak özellikle içme suları içerisinde bulunan flor miktarı bilinemediği için yüksek miktarda flor alınma durumu olasıdır. Ayrıca kahve ve çay gibi su kullanılan içeceklerin fazla miktar kullanılması da Florozise neden olabilmektedir. Ek olarak diş macunlarının hemen hemen hepsinde flor bulunmaktadır.  Benzer şekilde ağız temizliği için kullanılan gargaralarda da flor yer almaktadır. Bunlar dışında florozise neden olabilecek etkenlerden birisi de tarım ilaçlarıdır. O nedenle alınan sebze ve meyvelerin tüketilmeden önce çok iyi bir şekilde yıkanması önerilenler arasındadır.

Florozis rahatsızlığını engellenebilmesi için çocukluk döneminde bazı konulara dikkat edilmesi gerekmektedir. Diş fırçalamaya yeni başlamış olan çocukların çok fazla diş macunu kullanmaması tavsiye edilenler arasındadır. Fırçaya bezelye tanesi büyüklüğünde macun sıkılması öğretilmelidir. Ayrıca diş macununun yutulmaması gerektiği de mutlaka tembihlenmelidir. Bunu önlemek için en etkili yöntemlerden birisi meyveli ve tadı cezp edici olan macunlardan uzak durmaktır. Ek olarak yüksek flor içeren yiyecek ve meyve suyu gibi içeceklerin çocuk tarafından tüketilmesine engel olunmalıdır veya az miktarda tüketmesine dikkat edilmelidir. İçme suyunda bulunan flor miktarı öğrenilmeli ve yeterli florun olmaması tespit edilirse diş hekimiyle görüşülmelidir. Böyle durumlarda ek flor tableti gibi takviyeler hekimler tarafından önerilebilmektedir.

Mukozit Nedir? Mukozit Belirtileri Nelerdir?

Ağız içerisinde oluşan yaralar yani Mukozit, hayat kalitesini düşürmekte ve yeme bozukluklarına yol açabilmektedir. Böyle bir sorunla karşılaşan kişiler ise Mukozit nedir? Konusunu araştırabilmektedir. Mukozit; vücudun bağışıklık oranın düşük olması nedeniyle görülen ve ağız, dudak ve damakta meydana gelebilen yaralara verilen isimdir. Özellikle kanser hastalarında kemoterapi sonrasında yaygın olarak görülmektedir. Ağız içi mukozası yapılan uygulamalar nedeniyle direnç gösteremez ve Mukozit denilen bu yaralar ortaya çıkabilir. Ancak Mukozit sadece kanser hastalarında görünen bir rahatsızlık değildir. Bağışıklığı düşen kişilerde de sıkça rastlamak mümkündür. Böyle bir durumla karşılaşan kişiler hastanelerin ilgili bölümleriyle görüşmeli ve hastalık ilerlemeden tedaviyi başlatmalıdır.

Mukozit rahatsızlığı kendisini bazı belirtilerle göstermektedir. Bu nedenle Mukozit belirtileri nelerdir? Konusu akla gelebilmektedir. Kısaca aşağıdaki gibidir.

  • Ağızda ortaya çıkan ve sebebi belli olmayan ağrı, şişlik veya kızarıklık.
  • Ağız ülseri ismi de verilen ve kişiye acı verebilen yaralar
  • Ağızda aniden ortaya çıkabilen kanamalar
  • Ağzın tümünde ve dudak içlerinde görülebilen irin dolu beyaz lekeler
  • Ağız florasında bulunan mukusun artması ve tükürükte meydana gelebilen kalınlaşma

Bu belirtilerin yanı sıra Mukozit ortaya çıktıktan sonra bazı sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Bu sorunlar genellikle şu şekildedir; kilo kaybı, çiğneme, konuşma ve yutkunmada zorlanma, beslenme planlarında zorunlu değişiklikler ve tedavi planında zorunlu olarak yapılan değişikliklerdir.

Mukozit hastalığının yaşanmaması için bazı önlemler alınabilmektedir. Ağız bakımına azami özen göstermek bunlardan birisidir. Ayrıca alkol, sigara, çok soğuk ve çok sıcak yiyecek-içecekler, asitli içecekler ve çok baharatlı yemeklerden kaçınmakta fayda olmaktadır. Bunlara ek olarak bağışıklığın düşmemesi ve desteklenebilmesi için spor yapmak ve meyve tüketimini arttırmak önerilenler arasındadır. Mukozit belirtileri belirli bir sürede geçmezse mutlaka bir doktor muayenesine girilmelidir. Çoğunlukla tedavi yöntemleri şöyledir; ağız içini uyuşturan maddeler bulunduran gargara kullanımı, ağrıyan bölgeleri uyuşturmak ve acıyı hafifletmek için verilen jel veya spreyler, ağız yapısında bulunan mukoza yapısını korumaya yönelik ilaçlar, ağız yarasına iyi gelen ilaçlar ve güçlü ağrılara karşı verilebilecek ağrı kesiciler.

Braket nedir? Braket çeşitleri nelerdir?

Braket nedir? Braket çeşitleri nelerdir? Dişlerde meydana gelebilecek çarpıklık, yamukluk ve şekil bozuklukları için farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bunlar arasında en yaygın olanı ise braket uygulamasıdır. Bu nedenle braket nedir? Sorusu sıkça araştırılmaktadır. Bir diğer adı diş teli olan braket, belirli bir süre kullanıldıktan sonra dişlerin daha düzgün görünmesine ve çarpıklıkların giderilmesini sağlamaktadır. Ancak her ağız ve diş yapısı farklı olabileceği için öncelikle ortodontist tarafından muayene yapılmaktadır. Sonrasında uygun diş teli seçimi yapılarak ağız içerisinde özel sıvılar ile yapıştırma işlemi yapılır. Hastanın diş yapısına bağlı olarak ara muayeneler yapılmakta ve istenilen sonuç elde edilene kadar braket ağızda kalmaktadır.

Braket taktırmayı düşünen kişiler braket çeşitleri nelerdir? Sorusuyla karşılaşabilmektedir. Detaylar aşağıdaki gibidir.

Braket çeşitleri nelerdir

Metal Braket: En yaygın kullanıma sahip olan çeşittir. Oldukça yüksek kaliteye sahip paslanmaz çelikten imal edilmektedir. Dolayısıyla kullanım ömrü son derece uzun olmaktadır. Dişlere özel yöntemlerle yapıştırılarak uygulama yapılır. Diğer çeşitlere göre daha ekonomiktir. Ancak diş hareketlerinin yavaşlaması gibi eksi yönleri bulunmaktadır.

Seramik Braket: Metal brakete göre dışarıdan net olarak görünmemektedir. Şeffaf bir yapıya sahip olması nedeniyle sıkça tercih edilen çeşitlerden birisidir. Estetik bir görüntü isteyenlerin diş yapısı da uygunsa ortodontist tarafından uygulanabilmektedir. Ancak boyut olarak diğer türlere göre daha büyük olduğundan hasta tarafından diş ve ağız temizliğine çok daha özen gösterilmesi gerekmektedir.

Invisalign Braket: Telsiz tedavi olarak da bilinmektedir. Şeffaf ve hareket edebilen yapıda olan bu çeşitte kişiye özel ölçü alınan plaklar üretilmektedir. Böylece kullanım kolaylığı ve estetik görünüm sağlanabilmektedir.

Lingual braketler: Dişlerin arka bölümüne yerleştirilmesi nedeniyle dışarıdan asla fark edilmeyen çeşittir. Diş ölçüleri alınarak kişiye özel hazırlanır. Maliyeti diğer türlere oranla daha yüksektir.
Tüm bu çeşitler arasında seçim yapmadan önce ortodontist ile görüşülmesi ve ağız yapısının incelenmesi sağlanmalıdır. Braket kullanımında dikkatli olunması gereken birçok konu vardır. Uzun süre kullanım söz konusu olacağı için diş ve ağız temizliği konusunda azami özen gösterilmelidir. Ayrıca doktorun belirteceği liste ile yeme ve içme konularında da kısıtlamaya gidilmesi gerekecektir. Takılan braket çeşidine göre bu durum değişiklik gösterebilir. Diş telinin kırılmaması ya da yerinden çıkmaması için jelibon, lolipop ve karamelli gıdaların yenmemesi gerekir. Yapışkan özelliğe sahip bu yiyecekler braket kullanımında sorunlara yol açmaktadır. Benzer şekilde sert kabuklu kuruyemişler ve çekirdekli gıdaları tüketirken de oldukça dikkatli olunmalıdır.

Çocuklarda Diş Eti Şişmesi

Çocuklarda diş eti şişmesi farklı durumlardan kaynaklanabilir. Çocuklarda yetişkinlere göre diş eti hastalıklarına daha sık rastlanabilir. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri yeterli ağız bakımını sağlama konusunda bilgi eksikliğidir.

Anne ve babaların bu konuda çocukluk çağından itibaren ağız ve diş bakımı konusunda çocuklarına eğitim vermeleri, bu durumu bir alışkanlık haline getirmeleri konusunda çocuklarını desteklemeleri ve gerekli durumlarda ağız içi muayenesi için diş hekiminden destek almaları çocuklarda diş eti şişmesi gibi sağlık problemlerini engelleyebilir.

Çocuklarda Diş Eti Şişmesi Neden Olur?

Çocuklarda diş eti şişmesi nedenleri;

  • Yanlış veya yetersiz ağız bakımı
  • Yetersiz beslenme
  • Vitamin eksiklikleri
  • Hormon dengesizliği
  • Sistemik hastalıklar gibi durumlara dayandırılabilir.

Eğer ağız içi muayenesi sırasında herhangi bir probleme rastlanmamışsa ve çocuk ağız bakımını eksiksiz, doğru biçimde düzenli olarak yerine getiriyorsa bu durumda bir dahiliye uzmanına görünmek problemin altında yatan metabolik veya hormonal rahatsızlık olup olmadığın saptamak adına tavsiye edilir.

çocuklarda diş fırçalama

Çocuklarda Diş Eti Şişmesi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

İlk olarak diş eti problemi fark edildiğinde bir diş hekimine başvurarak detaylı ağız muayenesi yaptırılmalıdır. Ardından herhangi bir probleme rastlanmamışsa çocuk dahiliye birimine giderek hekim desteği alınmalıdır.

Verilen ilaçlar düzenli aralıklarla ve uygun dozlarda belirtilen süre zarfında kullanılmalı ve problem düzelse de devam ediyor olsa da tekrar kontrole gidilmelidir.

Doğru ağız bakımı konusunda çocuk bilgilendirilmelidir.

Çocuğun yaşına uygun, diş etlerine zarar vermeyecek diş fırçası ve diş macunu seçimi yapılmalıdır.

Diş ipi kullanımını konusunda veya ağız bakım suyu hakkında çocuğa gerekli eğitimler verilmelidir.

Hem ağız ve diş sağlığını hem de genel beden sağlığını korumak adına dengeli ve yeterli beslenme konusunda bir beslenme uzmanından yardım alınabilir.

Çocuklarda diş ve ağız bakımına diş çıkardığı dönem olan 0 – 3 yaş grubu dönemlerinde başlanmalıdır. Bu dönemde kullanıma uygun bitkisel kökenli diş macunları bulunmaktadır. El kasları geliştiğinde okula başlaması beklenmeden diş fırçalama konusunda alışkanlık edinmesini sağlayacak eğitimler verilmelidir. İlk zamanlar henüz kaslar alışmadığı için tam bir ağız hijyeni sağlanamayabilir. Bu nedenle bu dönemde çocuklara ağız bakımı konusunda ebeveyn desteğine ihtiyaç duyulabilir.

Çocuk diş hekimi izmir için sayfamızı ziyaret edebilir, bilgi alabilirsiniz.

İmplant ile Köprü Tedavisi Farklılıkları

İmplant ile köprü tedavisi benzer ağız ve diş sağlığı problemlerini ortadan kaldırmak adına tercih edilen tedavi teknikleridir. Ancak bireyler hangi tedavinin kendileri için en doğru seçim olduğuna kendileri karar veremezler. İlk olarak bir diş hekimi tarafından detaylı ağız muayenesi yapılmalı ardından bireyin sağlık durumuna ve bütçesine göre hasta ile birlikte tedaviye karar verilmelidir.

Dental İmplant Tedavisi Nedir ve Hangi Durumlarda Yapılır?

Dental implant tedavisi diş eksikliği durumunda çene kemiğinin içerisine doku dostu titanyum alaşımdan yapılmış vidanın yerleştirilmesi ve vidanın üzerine diş protezin eklenmesi şeklinde gerçekleştirilen bir tedavidir.

Bu uygulamanın sağladığı en büyük avantaj diğer ağız içi dokular ve komşu dişlere herhangi bir işlem yapılmaması ve zarar vermemesidir.

Dental implant tedavisi yapıldıktan sonra birey doğal dişlerde olduğu gibi ağız ve diş bakımını düzenli devam ettirirse ömür boyu herhangi bir problem yaşamadan implantlarını kullanabilir. Bu sayede implant tedavisinin, tekrar tedavi olmaya gerek duyulmayan kalıcı bir çözüm olduğu belirtilebilir.

İmplantlar doğal dişler ile birebir aynı görünüme sahiptir. Gülme, çiğneme, koparma, konuşma ve telaffuzu doğru biçimde yapma gibi fonksiyonlar açısından doğal dişler ile aynı özellikleri sağlar.

Dental implant tedavisi diğer diş tedavilerine göre bir miktar daha fazla ödeme gerektirmektedir. Ancak ömür boyu kalıcı olması ve sağladığı fonksiyonlar sebebiyle diğer tedavilere göre daha iyi sonuçlar verir.

İmplant tedavisi her bireyin ağız içi dokuları incelendiğinde kişi işlem için uygun olmayabilir. Bu durumda köprü tedavisi tercih edilebilir. Dental implantın yapılabilmesi için implantı destekleyecek olan dokuların sağlıklı olması gerekmektedir. Bunun için bireyler tedaviye diş kaybının gerçekleşmesinin ardından mümkün olan en kısa sürede başvurmalıdır. Aksi halde dişin ardından kalan boşluk vücut tarafından kapatılır ve dental implantın vida bölümü buraya yerleştirilemez hale gelir. Benzer şekilde kemik doku bir miktar eriyebilir, bölge düz bir damak halini alabilir ve dişi tutacak olan diş etleri düzleşebilir.

Bu durum elbette ki kesinlikle dental implantın yapılamayacağı anlamına gelmez. Ancak genel anestezi altında cerrahi müdahale gerektirmektedir. Bu nedenle ameliyat olmak istemeyen bireylerde köprü tedavisi çözüm olabilir.

Köprü Tedavisi Nedir ve Hangi Durumlarda Yapılır?

Köprü tedavisinde diş eksikliği durumunda bireyin komşu dişlerinde küçültme işleminin yapılmasına gereksinim duyulmaktadır. Bunun için eksik dişin sağındaki ve solundaki sağlıklı dişler bir miktar törpülenerek küçültülür.

Ayrıca köprünün kullanım ömrünün 10 – 15 yıl kadar olduğu bilinmektedir. Bu sürenin sonunda tedavinin yenilenmesi gerekmektedir.

Köprü tedavisinde törpülenen komşu dişlerde zaman içerisinde çürük oluşumu riski de bulunmaktadır. Bu durumda çürük tedavisinin uygulanması ve köprünün yenilenmesi gerekir.

Köprü tedavisi düşük maliyetli ve bütçe dostudur. Ancak uzun vadede işlemin tekrarlanması gerektiği unutulmamalıdır.

İlginizi çekebilecek diğer makalemiz çürük diş çekilir mi yazısına göz atabilirsiniz.