Dolgu düşmesi

Dolgu düşmesi bazı nedenlere bağlı olarak bireylerde rastlanabilen bir durumdur. Bu nedenler arasında:

  • Sert ve kabuklu yiyeceklerin çiğnenmiş olması,
  • Kalem ucu, toka, iğne ısırma gibi alışkanlıklara sahip olan bireyler,
  • Uyku sırasında çene sıkma diş gıcırdatma (burksizm) gibi alışkanlıkları olan bireyler,
  • Dolgunun diş ile olan bölümlerinde kimyasal bir reaksiyona bağlı olarak gevşemiş olması
  • Dolgunun bulunduğu yerde ağız hijyeninin yetersiz olması gibi herhangi bir nedene bağlı olarak çürük meydana gelmiş olması gibi durumlar yer almaktadır.

Dolgu Düşmesi Belirtileri Nelerdir?

Dolgu düşmesi durumunda bireyler dişlerini bir ayna yardım ile kontrol ederek dolgunun yerinde durup durmadığını kontrol edebilirler. Ancak çürük, dolgunun gevşemiş olması, dolgunun bir kısmının kırılmış olması gibi durumları bireyin kendi kendine tespit etmesi mümkün olmayabilir.

Bu nedenle dolgu bölgesinde görülebilecek;

  • Ağrı
  • Aşırı hassasiyet
  • Çiğneme sırasında ağrı veya yoğun basınç hissi gibi durumlarda diş hekimi muayenesine giderek dolgu düşmesi açısından görüş alınması tavsiye edilir.

Dolgu Düşmesi Nasıl Tedavi Edilir?

Dolgu düşmesi durumunda ilk olarak dolgunun ardında kalan dokular temizlenir ve bölgede çürük varsa bunun tedavisi gerçekleştirilir.

Ardından yeniden bireye dolgu tedavisi uygulanacaktır. Ağrı ve hassasiyet için kanal tedavisine gerek duyulabilir. Ağrı şikayeti tamamen kaybolana kadar kanal tedavisine gerekli seans sayısınca devam edilir. Kanal işlemi bittikten sonra dolgu yerleştirilir. Tüm bu işlemler sırasında bireye lokal anestezi uygulaması yapılacağı için işlem sırasında kişi herhangi bir ağrı veya acı hissi duymayacaktır.

Eğer dişe dolgu uygulamak için yeterli doku bulunmuyorsa ve dişin tamamının çekilmesi gerekiyorsa bu durumda dental implant gibi farklı tedavi seçenekleri önerilebilir.

Dolgu Düşmesi Tedavisinin Ardından Nelere Dikkat Edilmeli?

Eğer kişinin dolgusu yenilenmişse dolgu düşmesi sonrası tekrar dolgunun zarar görmemesi adına dolgunun düşmesine neden olan davranıştan uzak durulmalıdır. Örnek olarak kabuklu besinleri tüketirken yiyecekler uygun aparatlar kabukları kırılarak çiğnenebilir hale getirilmelidir.

Çok sert besinler küçük parçalara ayrılarak tüketilmelidir.

Ağız bakımı ihmal edilmemelidir. Çürük oluşumu da dolgunun zarar görmesi ve dişin madde kaybının artması gibi problemleri ağız bakımının ihmal edilmesinden kaynaklı olarak ortaya çıkabilir.

Tedaviler ile ilgili detaylara izmir ortodonti sayfasından erişebilirsiniz.

Diş teli konuşmayı etkiler mi?

Diş teli konuşmayı etkiler mi? sorusunu soruyorsanız bu içeriğimiz tam da sizlere göre. Dent Agora ailesi olarak aklınıza gelebilecek tüm soruları cevaplıyoruz.

Ortodontik yolculuğunuza ilk başladığınızda, ortodontistinize birtakım sorularınız olması normaldir. Bunlar genellikle ortodontik prosedür, gülüşünüzü düzeltmenin ne kadar süreceği ve sizin için en iyi tedavi seçeneği etrafında toplanır. Sıkça sorulan bir soru ‘diş teli konuşmayı etkiler mi ‘. Bu, özellikle ileri yaşlarda tedavi gören ve profesyonel veya sosyal çevrelerinde açıkça konuşması gereken yetişkinler için son derece önemli bir sorudur. Her yeni şey gibi, yeni ortodontik aparatınıza alışmak için kendinize zaman tanımalısınız. İster şeffaf plak ister metal diş teli seçiyor olun, ortodontik bir işlemden sonra ağzınızın farklı hissetmesi normaldir. Ancak iyi haber şu ki, birkaç hafta sonra işlerin önemli ölçüde değişeceğidir.
Hatırlanması gereken en önemli şey, konuşmanızın size çevrenizdeki diğer insanlardan çok daha kötü geldiğidir. Dilinizde bir pelteklik geliştiğini veya kelimeleri yanlış telaffuz etmeye başladığınızı hissedebilirsiniz. Ancak bu durum muhtemelen aileniz ve arkadaşlarınız tarafından pek fark edilmeyecektir.

Konuşmam etkilenir mi?

Geleneksel diş tellerine ve şeffaf plaklara alışmak biraz zaman alacaktır. Bu nedenle birkaç gün konuşurken küçük zorluklar yaşayabilirsiniz, ancak sonrasında çabucak alışacaksınız. Diş telleri, dile yakın olmaları nedeniyle konuşmanız üzerinde daha büyük bir etkiye sahip olma eğilimindedir. Bu da tellerin ağzınızda yarattığı hisse alıştıkça düzelecektir.

Bazı durumlarda diş tellerinin dilinizde var olan konuşma engellerini ortadan kaldırmaya gerçekten yardımcı olabileceğini biliyor muydunuz? Dişler, kelimeleri nasıl telaffuz ettiğiniz ve ifade ettiğinizde önemli bir rol oynar. İnsanlar geniş aralıklı dişlere veya belirli bir ısırmaya sahip olduklarında, peltekleme veya ıslık çalma gibi konuşma sorunları yaşayabilirler. Bu nedenle, ortodontik diş teli çalışması büyük boşlukları kapatmak ve iyileştirmek, konuşmayı iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Diş tellerinize uyum sağlamak için ipuçları

Diş tellerinizi ilk aldığınızda, görünümlerine ve hislerine alışmanız biraz zaman alabilir. Yanaklarınızda ve dilinizde, kelimeleri telaffuz etmeyi veya sert yiyecekleri çiğnemeyi biraz daha zorlaştırabilecek hafif hassasiyet hissedebilirsiniz. Bu tamamen normaldir ve ağzınız birkaç hafta içinde alışacak ve her şeyi normale döndürecektir. Bu arada, geçişi kolaylaştırmak için yapabileceğiniz bazı şeylere yazımızın devamından erişebilirsiniz.

Pratik yapmak mükemmelleştirir

Hayattaki pek çok şey gibi, telaffuzu zor kelimeleri uygulayarak hedeflerinize ulaşmak için çalışmak önemlidir. Bu, yüksek sesle kitap okuyarak, şarkı söyleyerek veya konuşmakta rahat hissettiğiniz insanlarla uzun sohbetler yaparak mükemmel diksiyona erişebilirsiniz.

Ortodontik mum en iyi arkadaşınızdır

Bazı hastalar diş tellerini ilk taktıklarında rahatsızlığı hafifletmek için ortodontik mum kullanırlar. Bu mumlar aynı zamanda konuşmayı daha hızlı iyileştirmeye de yardımcı olabilir. Bunun nedeni, ortodontik mumun braketlerin yağlanmasına yardımcı olmasıdır. Konuşma için gelişmiş pürüzsüzlük ve kayma sağlaması, böylece belirli kelimeleri telaffuz etmeyi kolaylaştırmasıdır.
Konuşmanızı Yavaşlatın
Diş tellerinizi ilk taktığınızda, konuşmanızı yavaşlatmanız ve telaffuza odaklanmanız önemlidir. Bu, daha zor kelimeler üzerinde çalışmanıza yardımcı olacaktır.
Sabırlı olun
Unutmayın, konuşma zorluğunun verdiği rahatsızlık, uzun yıllar boyunca sahip olacağınız göz kamaştırıcı bir gülümseme için ödenmesi gereken küçük bir bedeldir. O yüzden sabırlı olun, farkına varmadan alışacaksınız. Ortodontik tedavi gördükten sonra konuşmanızda zorluk yaşıyorsanız, ortodontistinizden ek konuşma egzersizleri ve ağzınızdaki apareylere uyum sağlamanıza yardımcı olacak tavsiyeler verebilecek bir konsültasyon ayarlamalısınız.

Bu içeriğimizde sizlerle diş teli konuşmayı etkiler mi? sorusunu cevapladık.
Dent Agora diş kliniklerimize gelerek diş analizi ve kontrollerinizin yapılmasını sağlayabilirsiniz. Tüm bunların yanında hastalarımıza verdiğimiz tüm hizmetlere göz atmayı unutmayın.

Diş dolgusu ne kadar sürer?

Diş dolgusu ne kadar sürer? Dolgu hakkında merak ettiğiniz tüm bilgilere su sayfa üzerinden rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Günümüzde insanlar her zamankinden çok daha meşgul. Bu nedenle diş hekiminiz size diş dolgusu yaptırmanız gerektiğini söylediğinde, bunu zaten yoğun olan programınıza nasıl sığdıracağınızı merak ediyor olabilirsiniz. Bu içeriği okuyarak diş dolguları hakkında çok daha detaylı bilgiler edinebilirsiniz. Dilerseniz kliniğimize uğrayın hem kontrollerinizi yapan hem de diş dolgusu hakkında merak ettiğiniz tüm bilgileri cevaplayalım.

Diş Dolgusu Ne Kadar Sürer

Diş dolguları en sık uygulanan diş prosedürlerinden biridir. Hekiminizin dolguları etkili ve hızlı bir şekilde yerleştirme süresi tedavi süresini doğrudan etkileyecektir. Çoğu durumda, tek bir diş dolgusu yaklaşık 20 dakika ile bir saat arasında sürebilir. Bir dolguyu yerleştirmek için gereken süre, dolgu tipi, boşluğun boyutu ve kullanılan diş materyali gibi birkaç temel faktöre bağlı olacaktır.

Genel diş hekiminizin yapabileceği iki farklı dolgu türü vardır. Birincisine doğrudan doldurma denir. Tek bir diş randevusu ile işlem tamamen ağız içinde tamamlanabildiği için direkt dolgu olarak adlandırılırlar. Diğer dolgu türü ise dolaylı dolgu olarak bilinir ve inley ve onley olarak da adlandırılır. Direkt dolgulardan farklı olarak indirekt dolgular tamamen ağız içinde tamamlanamaz ve genellikle birden fazla diş randevusu gerektirir.

Diş dolgusu kaç seans sürer?

En çok merak edilen diğer bir soruyla diş dolgusu kaç seans sürer ?sorusudur. Doğrudan dolgu ile tedavi edilen daha küçük boşluklar genellikle 20 dakikalık işarete daha yakın doldurulabilir. Biraz daha büyük boşluklar daha fazla doğrudan dolgu malzemesi gerektirecek ve tamamlanması daha uzun sürebilir. Ek olarak, tüm diş yüzeyini ve ayrıca dişin bir veya daha fazla noktasını kaplayan büyük boşluklar, bir inley veya onley gerektirir. İnleyler veya onleyler , bir diş laboratuvarında üretilen dolaylı dolgularıdır. Bu dolgular için genellikle iki seanslık randevu alınması gerekir.

Son husus, dolgu için kullanılan dental materyalin tipidir. Direkt dolgular gümüş amalgam veya kompozit reçine ile tamamlanabilir. Gümüş amalgamın yerleştirilmesi biraz daha uzun sürebilir. Çünkü yerleştirilmeden önce daha fazla hazırlık gerekir. Oysa kompozit reçine daha az hazırlık gerektirir ve aynı zamanda birden fazla katman gerektirir. Dolaylı dolgular genellikle altından veya porselenden üretilir, ancak her ikisinin de bir diş laboratuvarında üretilmesi gerekecektir. Dolayısı ile diş materyaline rağmen indirekt dolgunun uygulanma süresi yaklaşık olarak aynıdır.

Dolgu İçin Antestezi Yapılır Mı?

Diş dolgusu için anestezi yapılmaktadır. Diş dolgusuna bağlamak için ilk adım, diş anestezisi kullanarak etkilenen bölgeyi uyuşturmaktır. Anestezi enjeksiyonu kısa süreli bir batma hissine neden olabilse de işlemin geri kalanı anestezi nedeniyle ağrısızdır.

Alan uyuştuğunda, diş hekiminiz çürümüş dokuyu çıkarmak için diş matkabı kullanmaya başlayacaktır. Daha sonra kalan boşluk diş dolgusunun tipine göre şekillendirilecektir. Doğrudan dolgularda, gümüş amalgam, kompozit reçineden daha doğal dokunun çıkarılmasını gerektirecektir. Dolaylı bir dolgu yapılacaksa, çürük doku çıkarıldıktan sonra diş ölçüsü alınacaktır. Bu bilgi, inley veya onley’in üretilebilmesi için bir diş laboratuvarına gönderilecektir. Daha sonra son dolgunun dişe yapıştırılması için ikinci bir randevu gerekecektir.

Gördüğünüz gibi, diş dolgusunun ne kadar süreceğini etkileyebilecek çeşitli faktörler var. Çoğu dolgu ortalama 20 dakika ile bir saat arasında yapılabilir. Tüm bunlara rağmen bu süre dolgu tipine, boşluğun boyutuna ve dolgu için kullanılan dental materyallere göre değişebilir. Dolgu yaptırmadan önce, dolgu prosedürünüzün ne kadar süreceği konusunda size daha iyi bir fikir vermek için kliniğimize başvurmanız gerekebilir.

Çürük diş çekilir mi?

Çürük diş çekilir mi? Bu içeriğimizi okuyarak sizlerde çürük dişler hakkında çok daha detaylı bilgilere erişebilirsiniz. Diş çürüğü, bakteri yüklü plak, yiyeceklerden alınan şekerle karışarak zararlı, dişe zarar veren asit ürettiğinde meydana gelir. Bir diş çürüdüğünde, yüksek enfeksiyon riski vardır.

Nitelikli bir diş hekimi, çürük bir dişi değerlendirebilir ve çekilmesi gerekip gerekmediğini size bildirebilir. Çürük dişlerle alakalı detaylı bilgilere aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Diş Çürümesi Sebepleri Nelerdir?

Diş çürüğü her zaman kötü ağız hijyeninin bir sonucu değildir ve çoğu zaman çeşitli faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanır. Yeni yürümeye başlayan çocuklarda ve ergenlerde diş çürümesinin yaygın nedenleri şunlardır:

  • Derin diş yarıkları
  • Şekerli gıdalar
  • Asitli ve gazlı yiyecek ve içecekler
  • Zayıf beslenme
  • Kuru ağız
  • Diş gıcırdatma
  • Yaş
  • Diş kontrollerinin olmaması
  • Ve elbette, kötü ağız hijyeni alışkanlıkları

Ağız sağlığı sorunları söz konusu olduğunda, önleme tedavileri tercih edilmektedir. Dişlerini sağlıklı tutmak için çocuğunuzun diş hekimi ile düzenli kontroller planlayın ve kontrollerinizi aksatmamaya özen gösterin. Diş hekimleri, erken çürüğün göze çarpmayan belirtilerini tespit etmek için özel olarak eğitilmiştir ve çürümeyi erken evrelerinde tedavi etmek genellikle çok daha kolaydır.

Sizlerin de başı diş çürüğü ile dertteyse Dent Agora Diş Kliniğine bekleriz.

Çürüyen Dişlerin Erken Belirtileri

Diş çürüğü- boşluklardan (diş çürükleri) çürük dişlere kadar- genellikle diş ağrısı, sıcak veya soğuğa karşı hassasiyet, diş renginin değişmesi, ağız kokusu veya ağızda garip bir tat ile kendini gösterir. Tedavi edilmezse, çürük diş apsesine yol açabilir- enfekte olan dişin çekilmesi kolay olmayacaktır.

Çürük Diş İçin Tedavi Seçenekleri

Genel bir diş hekimi, enfekte olan bölgeyi temizleyebilir ve tedavi edebilir veya gerekirse çürük dişi çekebilir. Dişin çekilmesi gerekiyorsa, diş hekimi lokal anesteziyle birlikte tedavi alanını uyuşturan bir yatıştırıcı kullanır.

Çekilmiş bir dişin bıraktığı boşluk, konuşma ve yeme ile ilgili sorunlara neden olabilir.  Diş hekimlerimiz bu gibi durumlarda aşağıdaki maddeleri hastalara önermektedir.

  • Dişin çekilmesi gerekmiyorsa diş hekimi dolgulu kanal tedavisi de yapabilir.
  • Köprü, komşu dişlere tutunan ve çekilen dişin bıraktığı boşluğu dolduran yapay bir diştir. Köprüler tipik olarak metal ve porselenden yapılır.

Çürük Diş Çekme için Doğru Diş Hekimini Bulun Dentagora ağız ve diş sağlığı merkezi aileler ve çocukları için en kaliteli, uygun fiyatlı diş bakımına erişmelerine yardımcı olmaya kendini adamış diş hekimleri ağına sahiptir.

Diş Çekimi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Diş çekimi sonrası duyacağınız acılar oldukça doğal bir durumdur. Ancak duyacağınız bu ağrının belirli bir süre sonrası dinmesi gerekmektedir. Eğer diş çektirdikten sonraki gece ve ertesi gün hala bu ağrının devam ettiğini hissetmeniz, aldığınız ağrı kesicilerin işe yaramaması bir problem olduğunun göstergesidir. Bu problemlerin en başında diş çekimi alanının enfeksiyon kapması gelmektedir. Bu gibi durumlarda mutlaka diş doktorunuza başvurarak gerekli tedavinin yaptırılması gerekir.

  • Diş çektirdikten sonra ağrınızı dindirmek için ağrı kesici kullanabilirsiniz. Aspirin vb. ilaçların içilmesi kan sulandırıcı görevi göreceğinden içmeniz önerilmemektedir.
  • Çekim sonrası çekilen diş yerinde boşluk hissi yaşamanız gayet normal bir durumdur. Bir süre sonra bu boşluk hissi gidecektir.
  • Diş çekiminden sonra yoğun kanama olan bölgeye pamuk ile tampon yapabilirsiniz.
  • Çekim sonrası ilk 24 saat sonra zararlı madde (alkol- sigara vb.) tüketmeniz yaralı bölgeye zarar vereceğinden tavsiye edilmemektedir.

İzmir bölgesinde ikamet ediyorsanız sizleri de alanında uzman kadromuzla Dent Agora diş sağlığı merkezimize bekleriz.

Kanal Tedavisi Yapılan Diş Neden Ağrır?

Kanal tedavileri çürümüş ya da enfekte olmuş dişleri onararak kurtarmayı sağlayan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi sırasında dişteki sert doku içerisindeki kök kanalı adı verilen boşlukta bulunan diş siniri çıkartılır. Çıkartılan yer temizlenir ve ardından boşluk tekrar doldurulur.  Diş yüzeyinde meydana gelen çürükler ya da hasarlar tedavi edilmez ise çürük diş köküne doğru ilerler.

Bunun sonucunda diş kökünde bulunan sinirler iltihaplanır. Bu durum şiddetli diş ağrısına sebep olur. Kanal tedavisi ile uygulanan diş siniri çıkartma işlemi dişin işlevi açısından önem taşımaz. Fakat diş ağrısı çeken kişinin ağrı çekmesinin önüne geçer. Aynı zamanda tedaviye ihtiyaç duyulan diş tedavi edilmez ise enfeksiyonla birlikte apseler de oluşmaya başlar.

Diş apsesi, diş kökünde bulunan bir enfeksiyona sebep olmasının yanı sıra yüze, çeneye ya da başın herhangi bir yerine ağrı ile sorun açabilir. Apse bulaşan dişin tedavisi kısa sürede yapılmalıdır. Böylece kişi hayatına ağrısız bir şekilde daha kolay olarak devam edebilir. Kanal tedavisi bir endodonist ya da diş hekimi tarafından kolay ve acısız şekilde gerçekleşir.

Dişin gördüğü hasara göre kanal tedavisine karar verilir. Kanal tedavisi süresince dişin sahip olduğu sinirler alınmaktadır. Bu nedenle kanal tedavisi olan diş eğer sinirler doğru şekilde alınmadı ise başarısız olabilir. Kanal tedavisinin başarısız olma sebeplerinden biri de ağız içi bakımını doğru şekilde uygulamamaktır.

Hangi Durumlarda Kanal Tedavisi Uygulanır?

Yetersiz ağız hijyeni, genetik faktörler ya da kötü beslenme alışkanlıkları diş çürümesinin başlıca sebeplerindendir. Diş çürüğü eğer küçük ise dolgu ile tedavi edilebilir. Ancak daha derin bir çürük oluşumu varsa dişin çekilmesini önlemek için kanal tedavisi uygulanması şarttır.

Kanal tedavisi ile dişte oluşan enfeksiyon ortadan kaldırılır ve bir daha tekrarlanmaması adına ağrıya sebep olan sinirler alınır. Kanal tedavisi süresince diş kökü tamamen çürüklerden arındırılır. Enfeksiyon kapan dişin içi temizlenir ve iyice doldurulur. Diş görünüşü aynı kalır. Bununla birlikte dişte meydana gelen çürük engellenir ve eğer ki ağrı var ise ortadan kalkar.

Diş hasarı belirlendikten sonra diş hekimi röntgen çekerek çevre dişlerde enfeksiyon olup olmadığına bakar. Daha sonra dişi uyuşturur ve işlemlere başlar. Dişin uyuşması gerçekleştikten sonra kök kısmına açılan delik ile çürümüş kısımlar ve sinir dokusu çıkarılır. İyice temizlenen diş kökü kısmı daha sonrasında kapatılır.

Bu tedavi süresi dişin yapısına ve durumuna göre 30-60 dakika arasında sürmektedir. Kanal tedavisi tamamen gerçekleştikten sonra o diş için zarar verebilecek durumlardan kaçınılması önemlidir. Kanal tedavisi uygulandıktan sonra ağız bakımına ve hijyenine çok dikkat edilmeli ve fırçalama, gargara yapma işlemlerini uygulamayı aksatmamalıdır. Bu şekilde daha hızlı bir iyileşme süreci görülecektir.

Daha fazla detaylı bilgi için https://dentagora.com.tr/endodonti/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Şeffaf Plak Tedavisi Fiyat 2022

Çapraşık dişlerin tedavisinde kullanılan şeffaf plak, porselen ve metal diş teli tedavisine alternatif olarak geliştirilmiştir. Diş ve çene yapısındaki anormallikleri gideren şeffaf plak tedavisinin fiyatları ise merak konusudur. Şeffaf plaklar set halinde kişiye özel olarak üretilmektedir. Tedavi planına göre hazırlanan şeffaf plak ücretleri de kişiden, kişiye değişmektedir. Hastanın ortodontik diş rahatsızlıklarına ve diş yapısına göre plak üretiminde kullanılacak ürüne göre tedavi fiyatları belirlenmektedir. İlk randevunuzda diş hekiminiz tarafından ücret hakkında bilgi alabilirsiniz.

Şeffaf Plak Tedavisi Nedir?

Çene bozuklukları ya da hafif diş düzeni bozukluklarında uygulanan tedaviye şeffaf plak tedavisi denmektedir. Şeffaf plak tedavisinin diğer ismi ise Invisaligndir. Bu adı; “invisible” (görünmez) “aligner” (düzeltici) kelimelerin birleştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Hastanın diş yapısında bulunan anormalliğin  giderilmesi için hastaya 3D ölçümler yapılmaktadır. Alınan ölçümler sonucunda hastaya özel şeffaf plaklar hazırlanmaktadır.

Şeffaf Plak Tedavi Avantajları

Diğer ortodontik tedavilere göre daha estetik ve kullanımı oldukça basit olan şeffaf plak tedavisi ülkemizde son dönemlerde sıklıkla tercih edilmektedir. Diş estetik kaygısını taşıyan hastaların ilk seçtiği tedavi yöntemlerinden biri olan şeffaf plak tedavinin avantajları ise çok fazladır. Bu avantajlar;

  • Şeffaf plaklar dışarıdan kolay biçimde görülmezler. Bu sayede gün içerisinde estetik kaygısı duyulmadan rahatlıkla kullanılabilir.
  • Dişlerde oluşan çapraşıklar ve çenede bulunan bozulmalar sonucunda önceden tel tedavisi kullanılmaktaydı. Ancak tel tedavisine göre şeffaf plaklar daha rahat kullanıma sahip olmakla birlikte ağızda yara oluşturmazlar.
  • Şeffaf plak tedavisinin ilk etabında alışmak zorlayıcı olabilmektedir. Ama bu süreç oldukça kısadır. Tedaviden kısa bir süre sonra hasta zorluk çekmeden rahatça konuşabilmektedir.
  • Plaklar rahatça çıkabilmektedir. Bu nedenle yemek yerken ya da çok fazla konuşma durumunuz söz konusuysa plağınızı kolay biçimde çıkarıp sonra tekrar takabilirisiniz.
  • Şeffaf plakların temizliği oldukça basittir. Diş fırçası yardımıyla kolayca temizlenebilmektedir.
  • Tel gibi klasik ortodontik diş tedavilerine göre daha hızlı sonuç vermektedir. Kısa bir sürede dişlerde bulunan çapraşıklar giderilmektedir.
  • Tedavi öncesinde dişinizin son halini çizimler ve planlamalar sayesinde görebilirsiniz.
  • İnce yapısı bulunan şeffaf plaklar ağızda ağırlık yapmaz.
  • Diş teli tedavisinde yiyecek sınırı bulunmaktadır. Ancak şeffaf plakta yiyecek sınırı yoktur.

Şeffaf Plak Tedavisi Dezavantajları

Her ortodontik tedavide olduğu gibi şeffaf diş plaklarında dezavantajları mevcuttur. Özellikle çok fazla avantaja sahip olan şeffaf diş plaklarının dezavantajları bilinmemektedir. Bu dezavantajlar;

  • Şeffaf plakların en önemli dezavantajlarından birisi ise; plağın gün içerisinde 20/22 saat aralığı boyunca kullanılmalıdır. Aksi halde 12 saat ya da daha az kullanılan şeffaf plaklar dişlerde istenilen düzelmeyi oluşturmaz. Bu ise hastanın elinde olan bir durumdur.
  • Şeffaf plak tedavisi her yaş grubuna uysa da her hastaya uygulanamamaktadır.
  • Küçük diş yapısına sahip olan hastalara şeffaf diş plağı uygulanmamaktadır.

Şeffaf Plak Tedavisi Kimlere Uygulanır?

Şeffaf plak tedavisi her yaş grubu hastaya uygulanabilmektedir. Özellikle zarif ve görünmez yapısıyla estetik kaygısı yaşayan hastaların tercih ettiği yöntemlerden biridir. Şeffaf plak tedavisi uygulamak isteyen kişilerin kafasını kurcalayan sorulardan birisi “şeffaf plak tedavisinin kimlere uygulandığıdır.” Şeffaf plaklar şu sorunlara sahip olan hastalara uygulanmaktadır;

  • Kronik olmayan hafif diş çapraşıklığı bulunan hastalara uygulanmaktadır.
  • Çene, ağız ya da diş yapısında yamukluklar bulunan hastalar bu tedaviye uygundur.
  • Bazı kişilerin diş diziliminde boşluklar olabilmektedir. Bu diş aralıklarının büyük olmaması durumunda şeffaf plak tedavisiyle giderilebilmektedir.
  • Çene yapısında anormallik bulunan hastalara uygulanır.
  • Dişinde hafif sorunları olan ve estetik kaygısı yaşayan hastalara uygulanabilmektedir.

Daha fazla detaylı bilgi almak için https://dentagora.com.tr/telsiz-ortodonti-invisalign/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

 

 

Şeffaf Plak Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Hastaların durumuna ve şikayetlerine bağlı olarak önerilen ortodontik tedavilerden birisi olan şeffaf diş plağı tedavisinde, şeffaf plak tedavisi avantajları nelerdir, şeffaf plak tedavisi ne kadar sürer, maliyeti nedir gibi sorular, hastalar tarafından sıkça sorulmaktadır. Yazımızda bu sorularınıza cevap bulabilir ve tedavi hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Ağız yapısında meydana gelen anomali/diz dizilimine bağlı hasar tedavisi ile ilgilenen ortodonti tedavileri; diş teli tedavisi, invisalign tedavisi, çarpık diş tedavisi, eğri diş tedavisi, diş sıkma tedavisi ve şeffaf plak tedavisi olarak öne çıkan tedavi yöntemlerini içermektedir.

Şeffaf Plak Tedavisi

Uzun yıllardır kullanılan diş teli tedavisine alternatif olarak uygulanmasına başlanılan şeffaf plak tedavisi, telsiz ortodonti tedavisi olarak da bilinmektedir. Yenilikçi tıbbi yöntemler arasında yer almakta ve çoğu hasta tarafından rahatsız edici bulunan diş tellerine olan mecburiyeti ortadan kaldırmaktadır.

Bu tedavi yöntemi sayesinde diş çarpıklıklarından ağrı ve sızı çekmeden kurtulmak mümkündür. Üstelik şeffaf olması sayesinde çevredekilerin dikkatini çekmemekte ve hastanın rahatsız hissetmesine neden olmamaktadır.

Şeffaf plakların tercih edilmesindeki en genel nedenler arasında; dışarıdan bakıldığı zaman asla fark edilmiyor oluşu gelmektedir. Ayrıca tedavi boyunca ağrı ve sızıya neden olmuyor oluşu da en büyük avantajları arasındadır. İstenildiği zaman kolaylıkla çıkartılabilmektedir. Geleneksel diş teli tedavisinde mümkün olmayan bu istenildiğinde çıkartılabilme özelliği sayesinde büyük ilgi görmekte ve sıklıkla tercih edilmektedir. Üstelik, tedavi sonrasında dişlerin geleceği pozisyon daha tedavinin başındayken şeffaf analiz yazılımları ile 3 boyutlu olarak hastaya sunulabilmektedir.

Hastanın dişleri ile birebir uyum içerisinde olan şeffaf plak teknolojisi ile dişlerde renk bozukluğu vb. farklar görülmemektedir. Konuşmayı etkilemeyen yapısı sayesinde her gün ve her an kullanıma olanak sağlamaktadır. Halk arasında görünmez plak olarak da bilinmektedir.

Şeffaf Plak Tedavi Süreci ve Süresi

Şeffaf plak tedavisine başlarken; öncelikle doktor randevusu alınır ve dişlerin tedaviye uygunluğu kontrol edilir. Tedaviye uygun bir diş yapısı olması durumunda dişlerin ölçüsü alınır. Ölçüler laboratuvara gönderildikten sonra hastaya özgü ve özel şeffaf plaklar üretilir. Muayeneden sonra ortalama olarak 1 haftalık bir sürenin sonunda tedaviye başlanmış olunur.

Şeffaf plak tedavi süresi ne kadar sürer sorusunun maalesef net bir cevabı yoktur. Çünkü hastanın durumu, diş yapısının tedaviye cevap verme süresi gibi bazı değişkenlere göre tedavi süresi değişmektedir. Ancak, genel anlamda ortalama 3 ile 5 aylık bir sürenin yeterli olduğu bilinmektedir.

Avantajları ile pek çok hasta tarafından tercih edilmeye başlanan şeffaf plak tedavisi, tedavinin ardından tekrar bozulmaların olmaması için doktor tarafından önerilen süre boyunca kullanıma devam edilmesi önem taşımaktadır.

Tedavi boyunca takılması gereken şeffaf plaklar, istenildiği zaman kolayca çıkarılabilmektedir. Ancak, gün içerisinde 22 saat gibi bir süre boyunca takılması gerektiği unutulmamalıdır.

Daha fazla detaylı bilgi için https://dentagora.com.tr/telsiz-ortodonti-invisalign/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

İmplant Sonrası İltihap

İmplantlar belirli vücut bölgelerinde canlı dokulara yerleştirilebilen cansız maddelerdir. Bir bölgede meydana gelen eksiklik sonucunda o eksiklik izmir implant tedavisi ile düzeltilebilir. Bu implantlar eksik dişlerin yerine kullanılarak sağlık açısından birçok avantaj sağlamıştır. Çene kemiğine yerleştirilen bu implantlar vücudun bir parçası olarak algılanır ve doğal diş görevi görür. Diş hekimlerinin de sıklıkla kullandığı ve tercih ettiği bu implantlar eksik dişten hiç dişi olmayan hastalara kadar kullanılabilir.

Çiğneme hissiyatını geri getiren implant dişler komşu dişlere ihtiyaç duyulmadan eksik diş köküne yerleştirilir. İmplant uygulamaları 2 aşamada ilk olarak implantın belirlenen yere yerleştirilmesiyle sonrasında da çene kemiği ile implantın birbirine uyum sağlaması ve bütünleşmesiyle gerçekleşir. Yapılan implant sonrası diş eti iltihap kapar ise yapılan implantlar kaybedilebilir. Erken teşhis yöntemi ile farkedilen iltihaplar eğer iltihap az ise kontrol altına alınarak implantları kaybetmeden iyileştirilmesini sağlar.

Diş İmplantları Neden İltihap Kapar?

İmplant tedavisine başladıktan sonra ağız ve diş bakımı daha da önemli hale gelir. Peki önemli bakıma sahip olması gereken diş implantları neden iltihaplanır?

  • İmplant yerleştirilirken ters bölgeye yerleştirilmiş olabilir.
  • Hasta ağız hijyeni konusunda problem yaşamış olabilir. Yani implant uygulanan kısım haricinde iltihaplı diş olabilir.
  • İmplant tedavisi temiz ve hijyen kurallarına uygun olmayan bir ortamda gerçekleştirilmiş olabilir.
  • İmplant tedavisi devam ederken hasta kontrollere gelmeyip tedavinin aksamasına sebep olabilir.
  • İmplant tedavisi sürerken doktor tarafından verilen ilaç tedavilerinin düzgün şekilde kullanılmaması gibi sorunlar implantların iltihaplanmasına sebep olabilir.

Yukarıda yer alan bilgilere dikkat edilirse diş implantları iltihaplanma oranı minimum seviyeye iner. İmplant tedavisi sırasında olabilecek iltihap veya yaralanma gibi komplikasyonlar yukarıda yer alan bilgilere göre dikkat edilmesi durumunda önceden engellenebilir.

İmplantlarda İltihap Oluştuğu Nasıl Anlaşılır?

İmplant tedavisinden sonra oluşan iltihapların anlaşılması şu semptomlara bağlıdır;

  • İmplant yapılan çene kemiği üzerinde ya da çevresinde kızarıklık oluşumu
  • Normalden fazla meydana gelen ağız kokusu
  • İmplant yapılan bölgede meydana gelen aşırı ağrı ve hassasiyet hissi
  • Yemek yenirken implantta sallanma belirtisi
  • İmplant yapılan diş eti ve çevresinde iltihap akıntısı ya da tadı görülmesi gibi durumlar diş implantlarında iltihap oluştuğunu gösterir.

İmplant tedavisi görmüş diş ve diş eti iltihap belirtisi ilk görüldüğü an tedaviye başlanması ile erkenden tedavi yapılabilir. Olası bir iltihap yaşanırsa o bölge çeşitli cerrahi müdaheleler yardımı ile temizlenebilir. Bunun dışında doktor tavsiyesi ile kullanılan antibiyotikler de implant tedavisi devam ederken olası rahatsızlıkları engeller ve önüne geçer. Eğer erken teşhis ile belirlenemeyen implant iltihabı yaşanma durumu olursa implant tedavisi uygulanan bölgeler yeniden çıkarılarak diş eti ve implant yuvasının temizliği sağlanır. 6 hafta gibi iyileştirme tedavisi sonrasında implantlar yeniden yerine yerleştirilir. Özet olarak implant tedavi sürecinde olası bir iltihap şüphesi olursa vakit kaybedilmeden doktor kontrolüne gidilmelidir.

Daha fazla detaylı bilgi için https://dentagora.com.tr/implantoloji/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Kanal Tedavisi Sonrası Ağrı Olur Mu?

Kanal tedavisi; çürümüş ve enfekte olmuş dişleri kurtarmak amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Dişte meydana gelmiş olan çürükler daha fazla ilerlemeden tedavi edilmezse derinlere iner ve sinirlerde iltihaplanmaya neden olur. Kanal tedavisi esnasında yumuşak dokulu pulpa olarak anılan ve dişin doğal boşlukta bulunan kök kanalı ile diş siniri çıkarılır, bu işlemin ardından o bölge temizlendikten sonra doldurulur.

Diş siniri ile pulpasının iltihaplanmasının ve enfekte olmasının nedenleri şu şekilde sıralanabilir;

  • Derin çürükler
  • Dişte meydana gelmiş çatlak ya da kırılma
  • Yüz travması

Bunlardan dolayı dişin sinir yapısı ve pulpası hasar görerek parçalanabilmekte ve bu bölgede bulunan bakteriler çoğalarak kök kanalı içerisinde ilerlemektedir. Bu bakteriler ile diğer kalıntılar apseye, enfeksiyona neden olmakta ve bu da dişte şiddetli ağrı oluşturmaktadır. Bu şiddetli ağrılar bazen tedavi sonrasında da daha hafif şekillerde devam edebilmektedir.

Kanal Tedavisi Sonrası Ağrı Neden Olur?

Kanal tedavisi sonrası hassasiyet şeklinde ağrıların hissedilmesi normaldir. Bu tedavi uygulanırken ana amaç, burada ağrıya neden olan sorunun ortadan kaldırılmasıdır. Kanal tedavisi, normal bir dolgu işleminin neden olduğu bir ağrı ya da acı kadar hisse neden olmaktadır. Eğer bir ağrı ya da hassasiyet hissediliyorsa bu dişte var olan enfeksiyon ve iltihaplanmadan kaynaklanmaktadır.

Özellikle enfekte olmuş bir dişin tedavisi tamamlandıktan sonraki birkaç gün boyunca daha çok bir hassasiyet şeklinde seyreden bir ağrı hissedilebilmektedir. Bu ağrı, belirli ağrı kesiciler ile kontrol altına alınır. Bu ağrı kesiciler ile de geçmeyen bir ağrı var ise kişiler mutlaka diş hekimleri ile iletişime geçmeli ve kontrol için muayene talebi oluşturmalıdırlar.

Kanal tedavisi sonrası bazı nedenlerden dolayı komplikasyonlar gelişebilmektedir. Geçmeyen ağrıların nedeni; enfeksiyon ve bakterilerin tam anlamıyla giderilememiş olabileceği gibi dolgudan ya da dişte oluşan çatlaklardan kaynaklı olabilmektedir.

Kanal Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • İlk olarak kanal tedavisi boyunca kabuklu yiyecekler tüketilmemelidir. Bu tedavi süreci için oldukça önemlidir.
  • Ağız ve diş sağlığının gerekliliği unutulmamalı ve orta sertlikte bir fırça yardımıyla dairesel hareketler şeklinde günde 2 defa dişler fırçalanmalıdır.
  • Ağız içinde daha fazla enfeksiyonun oluşmasının önlenmesi adına günde bir kez diş ipi kullanılmalıdır.
  • Tedavi tamamlandıktan sonra şekerli ve yapışkan gıdaların tüketimi azaltılmalıdır.
  • Tedavi sonrasında kişiler, diş hekimler tarafından verilen ağrı kesici ve spreyleri düzenli bir şekilde kullanmalıdır.

Daha fazla detaylı bilgi almak için https://dentagora.com.tr/endodonti/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Lamine Diş Ömrü Ne Kadardır?

Lamine diş halk arasında yaprak kaplama uygulaması olarak bilinmektedir. Günümüzde çoğu insan diş bakımına önem vermemekte ve bu nedenle dişlerde sararma oluşabilmektedir. Bu sararma sonrasında dişleri eski beyazlığına kavuşturmak ise zordur. Uygulanan diş beyazlatma işlemleri işe yaramadığı takdirde lamine diş uygulaması devreye girmektedir. Lamine diş uygulamasını yaptıracak kişilerin sıklıkla sorduğu sorulardan birisi ise ne kadar süre kullanılabileceğidir.

Lamine diş ömrü, hastanın kaplamalara nasıl baktığı ve diş sağlığı için aldığı önlemlere bağlı olarak değişmektedir. Lamine diş kaplamasını uzun süre kullanmak isteyen kişiler günde iki defa diş fırçalama işlemini gerçekleştirmelilerdir. Bunun haricinde lamine dişlerin ortalama kullanma ömürleri 10 ila 15 sene kadardır. Kalem ısırma, diş sıkma, diş gıcırdatma gibi eylemler lamine diş ömrümü kısaltmaktadır.

Lamine Diş Avantajları

Lamine diş kaplamanın en büyük avantajı doğal görünüm sağlaması ve kişiye özgüven katmasıdır. Bunların haricinde lamine dişlerin birden fazla avantajı bulunmaktadır. Bu avantajlar ise şu şekildedir;

  • Dayanıklı malzemelerden temin edildiği için sağlam yapısıyla uzun ömürlüdür.
  • Porselen lamine kaplamalar çok ince tabakalar halinde hazırlanmaktadır. İnceliği sayesinde ise hastanın ağzında oldukça doğal durur ve yüksek seviyede estetik görüntüsü sağlar.
  • lamine diş kaplama işlemi yapılırken doğal dişlerden sadece istenilmeyen bölümler törpü ya da kesilme işlemi uygulanır. Ancak bu kesilme işlemi tırnak boyutunda olmakta ve doğal dişe zarar verilmemektedir.
  • Porselen yüzeye sahip olan lamine kaplamalarda diş taşı oluşumu minimum seviyededir.
  • Çok sık kahve, çay ya da sigara kullanımında herhangi bir renk değişimi ya da lekelenme oluşmamaktadır.
  • Çok hassas, zarif ve kırılgan yapıya sahiplerdir. Ancak diş minesine yapıştırıldıktan sonra çekme, germe ya da darbelere karşı oldukça dayanıklılardır.
  • Aşınmaya karşı dirençlilerdir.

Lamine Diş Tedavi Süreci

Dişlerde sararma, diş üzerinde lekelerin oluşması gibi farklı nedenlere bağlı olarak lamine diş işlemi uygulanmaktadır. Bu işlemi yaptıracak hastalar ise diş tedavi sürecini merak etmektedir. Lamine diş tedavi süreci bir diş hekiminden randevu almanız ve isteklerinizi belirtmeniz halinde başlamaktadır. Randevu sırasında kaç dişinize lamine uygulayacağınız ve ekstra olarak isteklerinizi ve beklentilerinizi belirtmeniz gerekmektedir. Ön randevu sonrasında ise lamine diş tedavi süreci şu şekilde ilerlemektedir;

  • Lamine diş tedavisi başlanmadan önce hastanın dişlerinde çürük sorunu varsa kanal tedavisi ya da dolgu ile bu çürük giderilmelidir. Bu işlem ise lamine kaplamanın daha pürüzsüz ve sağlıklı olması için uygulanmaktadır. Ek ücrete tabii tutulabilir.
  • Çürük sorunu giderildikten sonra diğer seansta diş üzerindeki bulunan kusurlara küçük düzeltme işlemleri uygulanmaktadır. Çoğu zaman hastanın dişine aşındırma işlemi de uygulanabilmektedir.
  • Küçük düzeltmelerin ardından ise ağız ve diş ölçümü alınmaktadır.
  • Ağızdan alınan diş ölçümleri laboratuvara gönderilerek mock-up testi uygulaması yapılır. mock-up testi ise hastanın ölçümlerine uygun olarak bir lamine diş modeli oluşturur. Diş modelleri ise genel olarak 5 ile 7 gün arasında oluşmaktadır.

Daha fazla detaylı bilgi için https://dentagora.com.tr/protez-ve-dis-estetigi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.